1/04/2013

Bazı Elmalar Hala Günah

   
   Saydam, camdan  kalelerimi güçlü sanırdım. Kandırıldık dostum. Küçükken masallara inanmamakta haklıydım işte. İyiler ve kötüler, meselem bu değil. Doğrular ve yanlışlar.. Hiç sanmıyorum.

   Tanrı da annemin şevkatini buluyorum. En son intiharında kaybettiği şevkatini. Saçlarımı örmesini seviyorum. Tanrının parmakları var, ben parmak uçlarını saçlarımda hissedebiliyorum. Küçük kızları seviyor, biliyorum. Kirpiklerimi öpüyor. Ellerini tutunca ısınıyorum. İnsanlar bencil, herkes tükürüğünü yalamaktan öyle memnun ki. Dikine gidiyorum. Tüm "tamam"lar esasen eksik. Sadece kendi gözyaşının tuzluluk oranını biliyor herkes. Ellerimin uzandığı her yer benim. Daha fazlası var hep. Uzakları, çok uzakları, en uzakları seviyorum.

   Islık çalmayı da seviyorum, ama beceremiyorum. Beceremediğim ne çok şey var oysa. Utanmam gereken şeylerden utanamıyorum. Bir daha görmeyeceğim insanların yanında bile ne kadar kendim değilim. Arsızım ben. Namusun anlamını bilmeden; namusu yaşamaya çalışan insanlara arsız. Bu işler böyle değil. Bilmediğiniz şiirler var. Cevabı "hiç" olan sorular. Yok olmanın nasıl bir deneyim olduğunu bilmediğimizden yeterince cezbetmiyor var olmak. Burada bir şey var işte. Bir yumru..

      Canımı sıkıyorum. Yeterince ağlarsan unutursun. Damarların boşalırsa, kanaman durur. En ilkel toplumlarda bile kanaması olana saygı duyulur oysa. Alyuvarlarımı senin kadar sevmiyorum.Geçmiş zamanların bir tadı yok. Çünkü Tanrı zamanı yaratmadı. Bu sonsuz akışı bölüştürüp duruyoruz. Bu cereyan üşütür bizi. Bazı kapılar tam kapatılmadı. Bazı elmalar hala günah. Sen Habil misin Kabil mi?
-Seçemezsin. Rate this posting:
{[['']]}

Hiç yorum yok: