9/15/2014



kaldı ki parmak uçlarımda yükselip uzanamayacağım kadar yüksektesin Tanrım
elimde sana topladığım çiçeklerin zaten senin olduğunu anladığımda çok afalladım









Rate this posting:
{[['']]}

9/11/2014

***

Bir akşam üstü her şeyin değiştiği yerden kırılıp dağıldım.
Üzülmemem gerekiyordu
Çünkü insan elma değildi ve ısırıldığı yerden kararmamalıydı
Ama insan kesildiği yerden de bir daha büyümüyordu nitekim
Bir çamaşır sepetinden daha fazla kirlenmişliklerle doluyum şuan
Elime ne geçti bilmiyorum ama ağladım
Hüzün sana çok yakışıyor, dedi biri, birileri
Ne yazık..
Elinin değdiği her teli tek tek kestim ben oysa
Henüz söylemediklerine de hak verdim
Kızgın bir nefesin üzerinde yalın ayak sürüklerken bedenimi..
Unuttum.
Beni doğuranı- adımı- yüzümü- seçme hakkı verilmemiş ne varsa bana kadar hepsini unuttum. Nihayetinde eksik atılmış bir dikiştin sen de yaralarıma.
Benim tek suçum kararsız bir yüklem gibi nerede duracağımı bilememekti.
Kan gibi bir sıvı akıyordu bacaklarımdan.
Diz kapaklarımdan- bileklerimden- yokuşlarımdan.
Rengini seçemediğim bir kıyafeti giymek zoruma gitmişti belki de.
Belki de baştan mağlup olmanın verdiği kırgınlıkla devam etmiştim.
Bir bataklığın dibine merak salmak aptalca mıydı?
Tüm çamurların tadı aynıysa; berbat.
Hala belli belirsiz bir şeylerin acısı var diplerimde.
Anneme, ablama, sevgilime, dostuma.
Bana sokaklarının çıkmazlığını hediye eden her birine.
Su kısacık anları yüzlerce yüze bulayan hiç kimseye.

Neden hayatın gölgesi bu kadar soğuk?

***



Rate this posting:
{[['']]}