ne zaman inansam bu hayatın yeşilliklerine,

kendi bahçemden kovuluyorum

Rate this posting:

{[['']]}

taze

acının,
içimin en taze yerini çürütmeye olan hevesi sebebiyle,
simsiyahım.
kalbimin kaç kırığı varsa orta yerinden,
senin de o kadar çok zaferin var demektir.
anla işte,
hiç kaybetmemiş birinin yere serilişini görmeden
bu kalple bu diyardan gitmeyeceğim!

Rate this posting:

{[['']]}

16:00

içimde kaygan bir bıçağın derinlemesi gibi,
sevmek üvey bir yara olarak kaldı aramızda,
ikimiz,
tek bir sayı olmanın ne demek olduğundan muaf,
tuzla buz bir bardaktan bir yudum su içmeye yelteniyoruz.
memnuniyetimizden değil mecburiyetimizden,
-birbirine değiyorsa ellerimiz.

temas, ağrı bırakmayacak kadar narin bir eylemken,
içimin en hassas yerlerinden sana sancıyorum.
insan kalbi sessizce atışına rağmen en gürültülü yerken,
biz bu dünyanın çürük birer kırmızı elması gibi,
günahımızdan uzağa fırlatılıyoruz.

delik deşik bir bakışından
anladığım yüzlerce şey uğruna,
sıfır, kadar,
yalnızken,
anlamsız,
olmamak
için,

-ellerinin kirini tüm beyazlarıma sürüyorum.

Rate this posting:

{[['']]}

şerit

masada kalmış yarım bardak su,
tarakta kalmış bir tel saç,
kurutulmuş bir yaprak gül,
ansızın duyulan bir parça nakarat'tan
anlıyorum;
şu kısacık ömrümde
kaç kere
öldürülmeye teşebbüs edilişimi.

hayatın yokuşlarından benim kuytularıma akan
antikoru anlaşılmaz bir kan ordusuna
yenildiğimden,
aynaları kırmamak için,
hiçbir sebep bulamadığım zamanların birinde,
'kendime yeniden yalanlar söylüyorum'

bildiğim bütün tabirler bu kadar,
rüyaların, gerçek hayatımdan daha güzel olduğunu
gördüğümden beri,
bu hayatın maviliklerine
kör uyanıyorum.

yolların kısaldığı
acının uzadığı bir yerde
'sıkıştım'
keşke benim de başka bir yolum olsaydı
senin karşı şeritinde..

Rate this posting:

{[['']]}