12/02/2015


kayboldum
bir karınca tepesinde

. Rate this posting:
{[['']]}

11/27/2015

anlak


zamanı ardına alabilir mi insan?
gerçekten büyüyebildiğini hissedebilir mi?
hiç büyük harf kullanmadan üstelik..
bükülmeden kırılmayı,
düşmüşlüğün yılgınlığından hınç yerine pay çıkarmayı,
bitikten  yeni'yi
yeniden'i doğurtmayı
anlayabilir mi?
her hücremde ileriyi hissediyorum.
genişlemeyi,
devrilmeyi,
belki dönüşmeyi;
ağlamaktan, özür dilemekten, affedilmeyi ummaktan ve affetmekten
gocunmadığımı anlıyorum.
anladığım bir kaç şey var bu ara
dünün affı ve yarının azadı.
gibi.
bir gece ansızın bırakıp gittiklerimi gündüzün güneşinde sarılma istediğimi anlıyorum.
ve gündüzün güneşinde beni bırakıp gidenlerin gecenin ansızlığında çıkagelme isteğini.
özlemeyi ve affetmeyi uyandırıp
özlenmeyi ve affedilmeyi
anlıyorum.
bir dostun bir sevgilinin bir fotoğraf karesinin kıymetinin bilinmediğinde başıma neler gelebileceğini anlıyorum.
anıları ve hatıraları vicdanımla tanıştırıyorum.
vicdan ne mühim şey,
korkarım anlıyorum.
suçlu olmak ile suçsuz olmak arasındaki hiçliği;suçlunun da suçsuzluğunu özleminden
anlıyorum.
her hücremde özlemenin başka anlamlarıyla tanışıp kuvvetli bir sarsılma biriktiriyorum.
itilmeyi burada, bu sayede anlıyorum.
ve tekrar vicdan ve suç'a yöneliyorum.
karalamaktan yorulunca kendimi,
affediyorum.
tüm bunları birbirine ekleyip çıkarıyorum.

---

Rate this posting:
{[['']]}

10/21/2015

düşsel düşüş


...düşünüyorum
ya da düş'üyorum
ya da düş'üyorum
sahi düşünmek düş-mekten mi
düş-ten mi gelir
bilmiyorum
öyleyse var'ım!
diyemiyorum
var olduğumdan emin olamıyorum
düşündüğümden de
düşünüyorum dememeliyim o zaman
düşünegeliyorum?
işte bu tam olarak düş gibi / düşmek gibi
adım adım basamaklardan dikkatle inerken
önümdeki bazı basamakları görmeyip
çakılmam gibi
bu şey düş'sel olsa bu kadar sivri olmazdı herhalde
çünkü zihnim bir avuç çivi doluşmuş gibi
sivrice
ben bu sivriltiye ´düşsel düşüş´ diyebiliyorum
kontrolsüzce.
hiç bilmediğim aklımın odalarına
dalıp giren
batıp çıkan
kananamasız ama yüksek dozda acıyla
rahatsız ama fazlaca beliren anlayışla
-sarsılıyorum





Rate this posting:
{[['']]}

10/10/2015

#

kör bıçağın vasıfsızlığı
kendine yetememesi ve aslında bıçak bile olamayışı




Rate this posting:
{[['']]}

10/03/2015

kaybolmak


geçmiş ve gelecek arasındaki tek fark bugünken
omuzlarıma abanan bu acı inançsız
içime doluşan bu hava yetersiz
ayakta kalmak için verdiğim her savaş gereksiz
anladım
ben bir kör rengi sevmişim

öylece durup bu şeyin geçip gitmesini bekleyeceğim
insan gitmeyi de sevmeyi kadar bilmeli

eteğimdeki tüm taşları döktüm
en sevdiğin halimi, avuç içine alıp sevdiğin yüzümü, içine çektiğin her beni
-yitirdin
haklı
güçlü
mutlu ol

unutma, kaybetmekten daha vahim olan
              kaybolmaktır





Rate this posting:
{[['']]}

9/20/2015


kabetmekten daha vahim olansa
kaybolmak


Rate this posting:
{[['']]}

yama

yanımda olsaydın şayet bileklerinden öperdim, dedi
severmiş
bilmezdim
yanında hissettiğim tüm eğretilikler nihayetinde yorgunum
içimdeki gitmeyi durduramıyorum
insan nasıl da önce umutsuzca seviyor,
                                             savaşıyor,
                                             yoruluyor.
keşke biraz daha öpseydin
bileklerimden.
çünkü insan ne zaman tükeneceğini kestiremiyor
sevmek biraz eksilmekmiş
bir küçük pencereden ileri atılmak
bir küçük delikten kaçmaya çalışmak
bir küçük kapıdan geçmeye uğraşmakmış
sen bilemezsin
senin hiç yama'n olmadı ki





Rate this posting:
{[['']]}



görüyorsun işte
ne dargın, ne sitemkar, ne de kızgın
sade yorgunum.



Rate this posting:
{[['']]}

6/09/2015

12.12

sevmek ne kadar üvey yaralarıma
ama üfle..
nolur..
nefesinin değdiği her yeri sana saklamak istiyorum
sırf senin için
yalnızca sen bil diye
sırt üstü uzanıp tavanı izliyorum
sanki gökyüzü hiç gökte olmamış gibi.
yalnızlık.
sen yokken.
burada,
buradan.
vuruyor,
beni.
bir dize sıkıştırdım sen yokken iki parmağımın arasına
"yalnızlık ne güzel bir hiç"
dağlar gibi...



Rate this posting:
{[['']]}

4/08/2015

bir adım bitmeden ötekini atamamaktan korkarım
bak yazın sinekle çevrelenmemiş sarı sokak lambalarına,
yalnızlığına,
ve yalnızlığına.
gölgem siyahından usandığında
uzağa gidemeyecek kadar üşenir bazen
senin de bazen kendini vurmaya uzanmaz mı namlun
bir kere vazgeçince insan
ıssızlığından
her gün aynı şarkıya sızlamaz mı


Rate this posting:
{[['']]}

3/23/2015

bir kapı eşiğinde bekler gibi duruyorum
ayak uçlarımda tereddüt
insan ardını bilmediği kapıları aramamalı
(çağırılmadıkça)
çağrılmadım
çağırmadın...
neden?

Rate this posting:
{[['']]}

beyaz ve soğuk ve temiz; kar

neden savaştığını anlayamadan sağ bacağından vurulmuş asker gibi
solumun üstüne düşüyorum
kanımla erirken kar
yüzümü uyuştururken kar
sıcacık olan bacağımla büzüşerek
üstüne basılmamış bir parça beyaz kar-a
...devriliyorum

nereye kadar basmadan yürüyebilir insan gölgesine  
ne anlama gelir "hoşçakal" hoş olduğuna ikimizde inanmıyorken
nereden cereyan eder bu yalnızlıklar
..beni böyle vurma

Rate this posting:
{[['']]}

2/25/2015

UMAY YANILMALI

Eşyalara gereksiz anlamlar yükleyip, sahiplenmemeli insan.Bir ufak kağıda bırakılmış notu, bir dize şiiri, tek kare fotoğrafı kendine iliştirmemeli yıllarca. Bir sir ağda gibi yapıştırıp en hassas yerlerine bir anda çekivermeli. Bir pinpon topuna, bir parça jelatine, taş zemini örten kilime, vaatlere, yalanlara, iç çekişlere kanmamalı. Ve bir insan bunlar için, belki de sadece biri için ölmemeli. Umay yanılmalı.


Rate this posting:
{[['']]}

mutlu sonlar prensin birgün atından levyeyle inebilir-miş

Rate this posting:
{[['']]}

1/09/2015

sevdigim tüm adamlar

bazı adamları düşlerime ilham olsunlar diye seviyorum
ılık bir suda yüzüyorum hep, hiç düşmeden
bir buluta denk geliyor çenem
itiraz ediyorum.
naif adamları seviyorum
kalpleri kırılgan
kalplerini kırarak.
tül perdeler havalanırken sabahlarda
çekip gitmeyi seviyorum,
yarım kalan şarkılara mırıldanmayı
eksilmeyen kalp ağrılarıma seslenmeyi
bir kör bıçakla sivrilmeyi...

ey minik ellerini sevdiğim adamlar
nicedir beni sevmeyi unuttunuz!
ben de isimlerinizi


Rate this posting:
{[['']]}

1/05/2015


altına çizgili kağıt konulmadan yazılmış mektuplara
yazık oldu



Rate this posting:
{[['']]}

his

bir sıkımlık kar gibi avuç içinde
eriyorum
hoyrat sevdalarımın yıkık kapılarından
zar zor düşüyorum taş sokaklara
beni sevmenin şefkati  yine kesiyor ellerimi
nasır tutan kalbimi
taş kesmiş dudaklarımı
hissizleşen kirpik uçlarımı
kafam her zamanki kadar karmakarışık
fazlası değil
hesaplıyorum bakkal usulü veresiye sevmelerimi
ay sonuna çıkamıyoruz yine
yine eve dönüyorum
kaybolarak
ellerimin kışıyla sana bir bahar getiremiyorum
üşümeye ısınıyorum
yine aynı rüyadan itilip
yine aynı yalnızlığın kucağına
düşüyorum
karanlığın kör noktasında aydınlığı seyrediyorum
umut ediyorum bizim için
kör oluyorum

Rate this posting:
{[['']]}