10/08/2018

i m k a n s ı z

kimsenin
mecali kalmadıysa
yeniden koşmaya
yerden
yükseğe
yeniden
yükselmeye

herkes
kaçtıysa
kendinden
ileriye
kendiyle
en ileriye

zaman
bizi
silip
atmış
demektir.

zamanın birini silip atması ne demektir bilir misin?

tüm bu yaşanmışlıkların
takvimde birer yaprak olarak kalması
her geçen günün
seni yüzlerce kere delmesi
her geçen gecenin
beni binlerce kere öldürmesi
her geçen senenin
bizi sonsuza dek yitirmesi
demektir.

biz neyin uğruna imkansız olmuştuk?


Rate this posting:
{[['']]}

2/12/2018

avuç-içleri

unutmak, geçmişe sıkılan tek el kurşun,
unutmamak, geleceğe sürülerek bilevlenen kör bi' bıçak,
küçücük bir organa koca bir hayatın devrilişinden anla
dünya sandığın gibi bir yer değil
dünya sandığın kadar yuvarlak değil.

herkes bir gün hiçbir şey olmamış gibi
çook uzaklara gidebilir

köşelere çarpa çarpa ezberleyeceksin
dünya sandığın kadar yuvarlak değil

sana küsemem
biliyorum ki
kimse yüzümü avuçlarına almadı
senin gibi,

bana küsme
bil ki
kimse yüzümü avuçlarına almadı
senin aldığın gibi.





Rate this posting:
{[['']]}

onbir elli yedi



nereye kadar sevebilir ki bir insan, başka bir insanın hiç tutmadığı ellerini?
                                                     başka birini tuttuğu ellerini?



Rate this posting:
{[['']]}

1/21/2018

canımın içi

"çok fazla zaman geçti üzerinden."
bir kısa cümlenin içimizde açacağı oyuğu önceden kestirebilseydik
ses geçirmeyen madde üretiminde en olabilirdik.

içimden spontane böğrülen bunca sevda sözcüğünün
"görüldü" olması ne acı.
aşkın kısa zamanlısı varmış gibi "unutuldun" kelimesinin kibarcası,
öyle sanıyorum ki bu.
hiçbir sanı bu kadar gerçeğe yakın olamamıştır.

bir insanın kirpiklerinin akıldan çıkışı toplamda kaç güze denk geliyor normalde?
ben bilmiyorum çünkü doktorlar obsesif olduğumu söylüyor.
ve ne yazık ki aşkın biricikliğine inanmayı sürdürüyorum bi' yandan.
beynim akmış gibi bakmayalı uzun zaman olmuştu tüm bu içimde çürüyegelen yaşam timsalinden tamamen kurtulabilmek
için;
daha iyi bir zamanda - birbirimize daha şiddetli acılar çektirmek dileğiyle(!)
hoşça kal
          canımın içi.


Rate this posting:
{[['']]}

İki elli dokuz

Seni sevme duvarlarını yıkalı çok oldu.
 Bir papatya yaprağından kuruyup düşünce anladım, papatyaların saksı sevmediklerini.
Pencere kenarlarında güneşi ağırlarken bir şey oldu.
İçimi kazıyıp duran o acı öldü.
İnsanın acısı nasıl ölür? diye sorma.
 ikinci katın balkonundan aşağı bakarken hiçbir soruya yanıt bulamıyorum.
Hiçbir yüz asfalt izi taşıyacak kadar çirkin değildir oysa
Ben nasıl bunu hak edecek kadar alçaktan düştüm?
Bilmiyorum- tüm sorular yanıtından bihaber
Seninle ben gibi.
Soğuk sütün damarlarımda ısındığını hissettiğimden beri huzursuzum.
Bir gün;
Yalnız uyumaktan sen de
benim kadar nefret edersin
 umarım.


Rate this posting:
{[['']]}