10/24/2013

Kara Kutu

Bir soruyla başladı Salı günü:
Bu hayattaki meseleniz nedir?
Mesele?
Kafaya taktığımız, kafaya koyduğumuz, kafa yorduğumuz..
Neydi benim kafama taktığım kafa yorduğum kafaya koyduğum hadisem?
Düşündüm yol boyu.
Cevabını bildiğim sorular sormayı seviyor muydum hala, emin değildim.
Ama cevap vermeye çekinmek, bildiğimi kendime belli etmemek, güç.

-Meselem yok benim, başlama yine, n'olur.
+Meselen; manayı bulmak-manaya götüreni bulmaktı.
 Unuttun mu yoksa?
 Mutlu ölmenin de sırrı buydu.
-Manayı buldum, hayatı anlamlandırdım, neden yaşıyorum bilincindeyim.
+Belki.
 Oysa tek başına O'nu bulamazsın, tek başına tastamam olamazsın, tek başına O'nu hissedemezsin. Kim  götürüyor seni O'na? Kabul ettiğin iki cihanın, ikisinde de seni mutluluğa götürecek kişi O mu? Emin  misin?
-Bunu sen bilemezsin, bunu kimse bilemez.
+Ama sen biliyorsun, itiraf etmekten korkmak gerçeği değiştirmez, erteler.

Bitmez bi' arayışın tam ortasına kapaklandım tekrar
Bunun sızısını hissetmeyeli 14 ay olsa gerek.
Şimdi yeniden..

-Sırası mı Allah aşkına?
+Evet, tam sırası!


Rate this posting:
{[['']]}

Hiç yorum yok: