Parmaklarından damlayan ıslak gibi
Kayıyor, akıp gidiyor, yitiyoruz kazanılanları zor bela
Kanadını kırdığım minik kelebeğin hareketsizliği gibi
Donuk, dumur, durakalıyoruz, öylece
Tek nefeste bitirilmeye çalışılınan sigara gibi
Tıkanıyor, tıksırıyor, boğuluyoruz
"İçimden şehirler geçiyor
Her durakta duruyor, inmiyorsun" diyor Düzağaç..
Biraz akrep, biraz yelkovan tutuşturuyorum avcuna
Sonsuza yakın bi' yerde inip
Bekle, diyorum.
Beklemek en güzel olana gebe
İnanıyorsun.
Düş'ümde gecikiyorsun
Sonra üstüme geliyorsun ummadık
Üşüyorum,
Dişlerimin yokluğuna değiyor dilim
Tat alamıyorum.
Biraz korkak, biraz kanı deli
Koşar adım yürüyorum
Boğmak için kendi şeytanımı
Vicdanımı ödünç vermek için
Bi' saniye tutabilir misin? deyip, bırakıp kaçmak için
Kıyamamanın eşiğinde öylece duruyorum yine,
Payıma düşen, başkasını kırmamak için kendini kırmak,
defalarca üstelik.
Rate this posting:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder