11/21/2013

Çocuk Zaman

Zamanın yüzeysel dokunuşuyla geçiyordu gün
Hiçbir şey eksiltmemiş, hiçbir şey çalmamış, hiçbir şey koparmamış sanıyorum
Günler haftaları buluyor, haftalar ayları, aylar akabinde yılları
Yine aynı sanı..
Ah fotoğraflar olmasa aynalar beni hep yanıltacak
Zaman beni teğet geçecek zannediyorum hep
Aptal gibi
Zamanın hediyesi güzel anılar olacak sanıyorum
Bu en büyük iyimserliğim..

Ölüm,
Aklımdan nadiren geçiyor
Çünkü yaşamak akarken, ölüm kaya gibi duruyor orada
Hiç kimsem ölmedi ki benim
Çok yakınlarımdan çok  "ölsün" istediklerim oldu
Bunu da aptallığıma veriyorum.
Ötekinin yaşamı ne kadar kaynaşmışsa demek ki benimkine, onun yaşamı hakkında bu gibi dileklerde bulunabilmişim. Sonra, iyi bir kız çocuğu değilmişim meğer diyorum. Ölüm, öteki hakkında düşünülesi en yazık şey. Ne kadar kin, ne kadar kibir, ne kadar ben doluymuşum.

Çok gülmenin akabinde gelecek olan çok ağlamayı öğrendiğimden beri, çok gülmeden önce çok ağladım.
Renkli fon kartonlarına yazdım çocukluğumu
Çocukluğum,
Bana tatlı bir şekeri anımsatmıyor
Naftalin kokusu sızlatıyor genzimi
Büyüdükçe hissediyorum omuzlarımdaki yükün daha hafiflediğini
Hiç istemem, ama hiç.
Geri dönmeyi, çok oyunlar vaat edilse dahi.
Sonsuz oyunlar içinde, sonsuz hilelerin düzeneğinde zaten evim
Uçurumun kıyısına bakıyor manzarası
Perdeli kapalı, güneş istemiyoruz.
Sevgi girmeyen eve ne girer ki?
Bilmiyoruz.


Rate this posting:
{[['']]}

Hiç yorum yok: