Bazı kadınlar vardır, hayat onlara aynı bedende hem kadın hem erkek olmayı tembihler. Nesilleri kalıba döker, elinin emeğiyle hepsini büyütüp yetiştirir. Güçlü, kudretli, kararlı, zorlukları eğip büken dağ gibidir o kadınlar. Sen de öyle bir kadındın işte anneannem. Altı çocuk büyütmüş tek başına ricasız. Hayat ne kadar zorsa sen de o kadar zor birine dönüşürsün. Hayat dönüştürür. Bilirim anneannem. Sen de isterdin sevginin naifliğiyle yumuşacık olmayı, ama köşelerin sevgisizliktendi. Anlamazlar anneannem. Güçlü olmanın alfabesini yüzünden okurdum. Nadiren beliren, ağzının kenarında kıvrık bir gülüşle: “Yalnız yaşamayı seviyorsun sen de benim gibi” derdin. Yalnızlığın mecbur anlamını ikimiz de bilirdik anneannem. Ruhundan bir parça ruhumda ebediyyen. Artık güçlü olmak, yalnız olmak, her şeye rağmen ayakta durmak zorunda olmadığın bir yerdesin. Neyden mahrum kaldıysan dünya hayatında, gittiğin yerde en çok onu ikram etsinler sana anneannem. Güzel kokun, yanaklarından öperken kıstığın gözlerin, tavuklu saatin, çocukken aynı giydiğimiz pijamamız hep kalbimde olacak.
Ellerinden, toprağından öperim anneannem…
Rate this posting:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder