8/20/2014

on üç

kadınlar, çocuklar ve adamlar

bilekleri kangren eden kalın halatlar

kursağında öptüğüm adem elması

zamandan nasibini alamamış 13

sokağın ortasında yağmur suyu ızgarası

boylu boyunca dökülmüş sıcak kokulu asfalt,

yalın ayak dolaşma dürtüsü

topuğa gömülen camlar

sokağı dönerken dokunduğum kalın taşlı duvar

bakkalı olmayan mahalle

keşke sakız olsaydı'larım

diz kapağımda bir yara

kabuk

söküp attığım an vücudumdan; kanayan

bir düşüşün hatırası

çarpa çarpa

tırnaklarımda mavice oje kalıntısı

kırmızı rugan ayakkabılarım

kaçmış ten çoraplar

dişleri kırılan plastik tarak

duştan sonra buruşan baş parmak

ıslak bornoz

gözlerimden akan siyah rimel

gözlerimde biriken kalem çapağı

küvette biriken kan

az kullanılmış tıraş bıçağı

sıraya dizilmiş boş passiflora şişeleri

tüm hücrelerimde regl sancısı

parkelerde incecik topuk sesi

sandalye başında asılı kalan hırka

yarım kalmış az buharlı kahvem

önceden ezberlenilmiş fallar

kaygan zeminde bir şarkı

bir şarkıda geçen şair

şiirin sonunda şairini öldüren şiir


Rate this posting:
{[['']]}

8/15/2014

Kediler Güzel Uyanır






































Rate this posting:
{[['']]}

8/05/2014

=

Bazı sabahlar oluyor insan giyinik uyuyup çıplak uyandığı.
Çırılçıplak uyandığı.
Rüyasında özlemek insanın kangren yanı, ne kesebiliyorsun ne yaşayabiliyorsun, ne bırakıp gidebiliyorsun.
-Keşke bu kadar itmeseydin beni kendi çukuruma.
Ellerin hala küçücük mü merak ediyor insan, ben ediyorum.
En güzel halin saçların uzunkendi mesela, acı sevmediğinden belki acı tutmayan bi' yanın vardı.
Yanımda yürüdüğünde kirpiklerin güneşe değerdi.
Isınmayan ellerim vardı, cebine koyduğun.
Hala dünyada uyuyan en güzel yaratıksın biliyorum
Tırnaklarını gördüğüm kedileri tekrar sevemiyorum ben.
Kediler nankör olur sanırdım- sevgilim kedi canını sevemiyorum.
Zaten boynundaki sabah sıcaklığını bırakıp uzaklara gitmeyi de hiç sevememiştim.
-Keşke beni bu kadar incitmeseydin, en sağlam yerimden.
Üsküdardan hala Beşiktaşa vapur kalkıyor, ne saçma.
Ben vapurların sadece beni sana, seni bana getirdiğini sanırdım.
 "5 dakika sonra ordayım"larımın yarım saate denk geldiğini bildiğini bilerek.
Ne tuhaf istiklal caddesine bile asfalt dökmüşler bastığın kaldırım taşları artık beni tanımayacak
Birbirimizden bu kadar farklıyken ben yine de yeşilin üstüne morun olacağına inanmıştım. Salakmışım.
Ki sen zaten biliyorsun.
-Keşke bu kadar her şeyi bilmeseydin.


Bir başka Barışın dediği gibi: "bir doğrulabilsem ruhumun kırılan yerinden,
                                            -sizden." *



Rate this posting:
{[['']]}